28 Kasım 2013 Perşembe

Leke

— Baba gelsene bi ! Baba.
— Geldim,heh noldu ? "
— Şuraya baksana baba ! Bak, sinek penceredeki iki camın arasına sıkışmış. Çıkmaya çalışıyor, nasıl girdi ki oraya baba ? "
— Ne biliyim olum ben. Su gitsin diye açılan deliklerden girmiştir.Hem sen bunun için mi çağırdın beni ?
— Evet. Çıkartmamız lazım ama baksana hep cama çarpıyor. Boğulacak ki. Hem yemek filan da yiyemez.
— Ya olum saçmalama sinek o alt tarafı.
— Ama ölecek o annesinin yanına gitsin merak etmemiş midir ? Gitmek istiyor bak bak.
— Camımı kıralım şimdi bi sinek için onu mu istiyorsun ?
— Ya ölcek ama böyle kalırsa, korkuyor mudur acaba baba ? Ben ona söyledim zarar vermicem dedim.
— Ya hadi olum sen git resim çiz. Ya da Kaan'ı çağır bize oyun oynayın beraber hadi.
— Ama baba sine..
— Kime diyorum ben hadi çık odadan hadi.

***

— Oğlum sen napıyosun orada? Yine mi girdin odaya !
— Delikten susam atıyorum baba, karnı acıkmıştır sineğin baksana yoruldu artık yürüyor sadece.
— Ya sabır ya !
— Ben ona yol gösteriyorum çıkması için parmağımla ama takip etmiyor ki o beni.
— Bak birazdan ölecek o. Bırak artık onu sen.
— Ölmesin ama o çıksın evine gitsin.
— Olum o sinek !! Sinir etme beni !
— Ben beklicem onu baba. Yalnız kalmasın ki o.
— Hah, otur burda böyle tamam mı ölecek birazdan o bekle ölesiye kadar aferin sana
— Belki çıkar ben onla konuştum çıkarsa yine gelecekmiş yanıma.
— Tabi oğlum tabi.


***

— Hahah, noldu ? Öldü di mi ?
— Öldü.
— Ben sana dedim oğlum çok mızmız ettin. Bırak artık onu hadi çekil pencerenin önünden.
— Tamam.


40 yıl sonra...



— Baba nereye gidiyoruz ?
— Dedenin yanına oğlum hastaneye.
— Baba dedem balık tutmak istiyormuş çok bana öyle dedi. Hastaneden çıkınca gidelim mi ?
— Oğlum deden çok hasta, hastaneden çıkamayabilir.
— Nasıl yani baba ? Hep hastanede mi kalacak dedem ?
— Hayır oğlum hastaneden çıkacak ama belki yaşamıyor olur.
— Ama biz balık tutucaz ki.
— Tamam oğlum tutarsınız tamam. Söyle bakalım,dün sen ne çizdin öyle kimseye göstermedin ?
— Sana göstereyim mi ? Ama kimseye söylemek yok. Söz mü ?
— Söz.
— Erkek sözü mü ?
— Erkek sözü oğlum.
— Tamam,bak balık !
— Hay allahım ! Olum onu dedene göstermek yok. Aklına getirme adamın unutmuştur şimdi.
— Ya niye ama dedem istedi benden sen çiz dedi ki duvara asacakmış.
— Hayır ! Rahat bırak adamı sen üzülme diye demiştir balık filan yok başımıza iş çıkarma bizim. Oraya gidince de dedenle çok konuşmak yok. Esin ablan ile oturacaksın tamam mı ?
— Tamam..


***

— Babaaa! Babaaa! Bak ne aldık biz Esin ablayla.
— Olum bağırma hastane burası.
— Bak ama bak biz Esin ablayla balık aldık,poşette ama,bir an önce fanusa koymamız gerekiyormuş.
— O nereden şimdi çıktı ? Dedenin aklına sokma şunları demedim mi ben sana ?!
— Ama dedem balık istiyor.
— Ver şunu.
— Ya hay.. Patladı ! Çırpınıyor..
— Hah aferin,ölecek birazdan. Gel içeri rahatsız ettik insanları,ölür o birazdan hemşire süpürür.
— Olmaz ama ölürmüş o susuz kalırsa. Balııık. Ölme tamam mı ?
— Yürü çabuk bırak onu hadi yürü.


***

— Olum napıyorsun sen burda ne var o çöpte?
— Balık..
— Eheh ben sana demedim mi ölür o diye?
— Ölmüş.
— Hadi gel içeriye girelim orada konuşmak yok dedeni rahatsız etme.Bu olaydan bahsetmek yok.
— Tamam.




8 Kasım 2013 Cuma

what uh,what what uh,what uh

İçinde mi dışında mı ? Bir şeylerin sürüklediği kesin. Aferin butonlarını bozduğumda hayal kırıklıkları da bitecek.Koluna konan sineğin avuçlarını ovuşturması gibi. Aç gözlülük. Yukarı çıkartmamak senin elinde.
Kitabı açabilirsin. İzlemeye devam et. Ya da bir dur. Böyle her şeyin en anlamsız geldiği gün dur. Ne kaybedersin ? O halini bozma." Neyse ya " deyip örseleme bunu. Onlar seni mutlu etmiyor çünkü. Mutçu olmak zorunda mısın ? Çok yoruluyorsun. Fazla koşuyorsun. Ama niye hep aynı yerdesin ? Çemberin içindeki fare gibi. Dur artık.

Çok güzel tınılar var değil mi ? Sen ne buluyorsun bunda? Bazı insanlar,izlediğin filmi tekrar izlemek gibi sürpriz yok. Aslında bakarsan hormonların dışında başka şeyler de var. Olması gereken her şey. Dizayn edilmiş gibi. Peki ben nerede durmalıyım ? Düşüncelerden kaçıyorsun. İşine gelmiyor da olabilir. Biliyorsun ki kulağımdan uyuşturucu alıyorum. Aklıma sığmıyor. Çürük bir kavun kadar beynim varken nasıl olanları anlayabiliyorum ? Belki bu iyi. Herkes bu kadar çokken peki nasıl bu kadar aynılar ? Buna ne demeli ? Düşünmen gereken daha mühim şeyler var. Kafanı kaldır bak. Parlıyorlar. Çember gibi. Yuvarlak olan. Düşün artık.

Bir de oda parfümleri var. Sistematik bir şekilde aynı kokuyu atıyorlar. Bazen çıldıracak gibi oluyorum demiştim. O bazenler artıyor bazen. Bu bir paradoks adayı. Rüyalarını merak ediyorsun onu anladık ben girdiğim rüyaları da merak ediyorum. Bu daha başka kabul edelim. Eğlence nedir sorusunun cevabı bittiğin zaman. Hangimiz daha parlayacak ? Hangimiz daha çok göz kamaştıracak ? Yastığın ipliklerini sökerken ve ağzındaki yemeği emerken ki gibi bir şey yok. Hadi bırak artık şunları. Bir kere olsun. Sor kendine. Bir bak, kendini oku.Yaklaş artık.